KARS - 8 ay beyaz, 2 ay ayaz, 2 ay yaz
Bizi Ankara'dan Kars'a getiren Doğu Ekspresi'nden indiğimizde akşam saat sekize geliyordu. Kars'ın kış keşfi için 2 günümüz vardı. İlk gün Çıldır gölü civarı, ikinci gün Sarıkamış civarı gezilecek, kaz, hangel, piti, yerel ne varsa yenilecek, kilo alınarak ve eğlenilerek dönülecekti. Trenden indikten hemen sonra, nefes alırken burnumuzun içinde buz kristalleri oluştuğunu hissettik. Eşyalarımızı otele atıp, yemek yemek için dışarı çıktık, ve işte o akşam bir ocakbaşı restoranında ejder kebabıyla tanıştık. Anoooo, o nasıl bir lezzet.. İçinde hem dana eti, hem koyun eti, hem beyaz et ve daha türlü malzemeler var. Lezzeti damağımızda kaldı gerçekten. İlk günün yorgunluğu var üzerimizde, çok oyalanmadan dinlenmeye geçmek istiyoruz. Restoran nasılsa yakın diye otelden termal içliklerini giymeden ayrılan ben dahil birkaç arkadaş, -16 derece soğuğu içimizde hissedince otele koşarak dönmek zorunda kaldık. Kızların botlarının altında Ankara'dan çıkmadan temin ettikleri çivili tabanlar mevcut. Böylelikle buz kaplı Kars yollarında, kaldırımlarında düşmeden yürüyebildiler.
Kars'taki ilk sabahımızda ilk durağımız Çıldır yolu üzerindeki Azeri - Sünni mezarlığı idi. Yol kenarında, kar altındaki bu tarihi mezarlığın etkileyici bir atmosferi var. Epeyce fotoğraf çektikten sonra, bir sonraki durağımız olan Doğruyol Köyü'ne doğru yol almaya başlıyoruz. Bu esnada solumuzda donmuş Çıldır Gölü de tüm haşmetiyle kendini sergilemeye başlıyor.