Meraklı mısınız ? ... Öyleyse Dalın !
Şimdi nereden başlayayım
nereden anlatayım bir anda bilemedim.. çünkü dalış için arkadaslarımın “Özgür
artık dal” dedikleri zaman 2009 yılına, benim gerçekten dalışa başladığım zaman
var o da 2012 yılına denk geliyor.. :)
İnsanın hayatında bir dönem anlam
veremediği bir sürü şey olurken, maalesef bir başka konuya dikkatini vermesi
çok kolay olmuyor. Sanırım bu durumu herkes bir kez bile olsa deneyimlemiştir. İşte
bu dönemlerden birinde ardaşlarım “Özgür artık dal” demesi ile ben de uyandım. Uyandım
ama o sıcacık yataktan yorganı üstümden atıp ayaklanmak 2 senemi aldı ... almayaydı
iyidi !
Neyse.. vardır ya her şeyde bir
hayır, işte bu da öyle bir hikaye. 2011 yılının Haziran ayında tatil dönemimi
planlamış her şey yolunda diye yüzüm gülmekteyken gidişat illa başka bir yol
alacak ya !?.. işte tam da o anda ikinci haftaya denk gelen programda bir
aksama ile plan iptal oldu.!.!. iptal
olmasına mı üzüleyim yoksa tatil haftasının boş kalmasına mı diye bir arkadaş
ile dertleşirken, demez mi bana “sen dalış istemiyor muydun uzun zamandır. Eeee
GİT işte kursuna” diye. = )))) yüzümdeki
sırıtma dünya üzerindeki aynalara sığabilecek boyutta değildi...
Araştırmalara başlamam ile Ankara’da
çok iyi dalış eğitimi veren yerler olduğunu keşfetmem uzun sürmedi. Zaten Ankaranın
suya ne kadar meraklı olduğunu 2007 de yelken kursları için yaptığım
araştırmada öğrenmiştim. Dalışın ne kadar hassas ve önemli güvenlik
ayrıntılarını diğer dalıcı arkadaşlarımdan duyduğum için, iyi bir dalış kursu
değil en iyisini bulmak gerekir diye düşündüm. Nitekim buldum da. En iyi şekilde
1 ve 2 yıldız dalıcı olmamı sağladılar. Şimdilerde yeni tanıştığım ve çok sevdiğim İstanbul'dan bir ekip ile dalmaya devam ediyor olsam da nerede kimler ile
dalarsam dalayım eğitimimi aldığım yer her zaman referansım oldu.
Ben hiç bir zaman teoriğe
dayanan eğitimlerden hoşlanmadım. Pratik yanım her zaman ağır bastı. Böyle insanlar,
yani benim gibiler için, teorik eğitimler maaaaaesef işkenceye dönüşür. Neden mi
? çünkü bir an önce işin içine girmek isteriz biz. Sabırsızlık vardır bizde. Sıcak
temas severiz. Yaşayarak, elimiz yanarak öğreniriz. Buna rağmen, kursa başladıktan
sonra her ders sonrası bir sonraki dersi daha iyi dinlemem gerektiğini anladım.
Dalış, dünyanın su altı
güzelliklerini görmenize olanak sağlarken, maalesef bu imkanı size bir takım
ekipmana bağlı kılarak sağlıyor. Bu sebeple önden alınması gereken teorik
eğitimin can kulağı ile dinlenilmesi ve birebir uygulanması gerektiğini dalınca
daha net anlıyorsunuz. Sınırlı bir hava ve dolayısıyla süre ile, uyumlu yaratılmadığınız
ve size tamamen yabancı bir ortamda, her şey sizin aleyhinize işliyor. Dalıcı
olmak zaten zor iş, bir de bunun eğitimini verip isteklileri dalıcı yapabilmek
ayrıca zor. Dalış eğitmenlerini buradan saygı ve taktir ile selamlıyorum.
“Ortam, insana bu kadar ters
ise o zaman niye riske atıp dalalım ki ? dediğinizi duyar gibiyim” =) buna
verilecek teknik bir sürü cevap var tabi ama yaşamadan tecrübe etmeden benim
size bir cevabım olamaz. Olmaz da.. çok uzun süre önce insalara bir konuda
ısrar etmeyi bıraktım. Bir kere söylüyorum ve bekliyorum, meraklısının gözleri
büyüyorsa “aramıza hoşgeldin” tamtamları zaten duyuluyor =)
Buradan size de nooooluuur, illllaaaaa ki gelin, dalın, oraaaasııı inanılmazzzz
bir dünyaaaa... diye ısrar etmeyeceğim ! :) İnanılmaz bir dünya olduğu gerçek
olsa da bu yazıyı sadece size ne yaptığımdan bahsetmek ve kendi gözlerinizin büyüyüp
büyümediğinize bakmanızı sağlamak için yazıyorum.
İki senedir tüplü dalıyorum. Çok farklı yerlerde dalmadım. Çok sayıda dalışım da yok. 2 yıldız dalıcı seviyesinde tecrübelerim her geçen gün artıyor. Her dalışımda yeni balıklar ile tanışıyorum, eski tanıdıklarımı ziyaret ediyorum. Her dalışım ilki kadar heyecan dolu oluyor ve salak salak, deli deli bal kavanozu içinde yüzebilen bir arının mutluluğunu yaşıyorum. Sessiz, uçsuz bucaksız bir uzay boşluğunda ne kadar huzurlu olunabileceğini görüyorum. Yaramaz bir çocuk olduğun zamanları hatırlayıp ordan oraya süzülüp zıpırlık yapasın geliyor. Aklınızın ne kadar hızlı boşalabildiğine hayran kalıyorsunuz.
Dalış, size sadece böyle büyüleyici
bir atmosferde farklı bir dünya sunmuyor. Bu eğitimlerden ve dalış
tecrübelerinden sonra, su altında navigasyon, ilk yardım, zor koşullarda
durup-düşünüp-hareket etmeyi, farkındalık, badi (ikili) olmayı da öğretiyor. Sunduğu
bir diğer güzellik ise, özel malzemeler sayesinde su altında gördüğümüz
büyüleyici görüntüleri su üzerine taşımamıza olanak sağlayan fotoğraf çekimleridir.
Henüz su altında üstadlarımız kadar usta olamadıksa da umarım fotoğraflarımı
beğenirsiniz.
Kendinizi geliştirdiğiniz, hayata
ve dünya içindeki uzaya bakışınızı değiştiren, hem de büyük mavinin
derinliklerinde merak içinde gezinmenizi sağlayan tutku, benim liste başım: DALIŞ’tır.
Wellcome to the club... :) nihahaha !!!
Yazı ve Fotoğrafların Her Hakkı Özgür Salcan ve K.H.B.A.G. na aittir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder